Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Akdeniz, yüzyıllarca sayısız deniz yiğitleri ile tanışmış, kucaklaşmış ve onları binlercesini bağrına basıp derinliklerine çekmiştir. Burak Reis, bu yiğitlerin en namlılarındandır.
Burak, denizlerin denizler kadar hür ve baş eğmez bir çocuğudur. Sularda büyümüş, dalgalarla boğuşa boğuşa yetişmiş, yaman bir reis olmuştu. Hayat onu reislikten yukarı çıkartmadı fakat ona damarlarında taşıdığı kanın büyüklüğünü gösterecek bir imkân hazırladı ki Burak bu sayede ebediler arasında yer aldı.
On beşinci yüzyılın son yılında Türkler İtalyanlar’la yeniden tutuşmuşlardı. İkinci Bayazıt, Mora’da İtalyanlar’ın elinde bulunan kaleleri zaptederek bu toprak parçasını kesin surette Türk hâkimiyetine sokacak savaşlara başlamıştı. Bu surede hem Fatih’in başladığı iş tamamlanacak, hem de Türklüğe lazım bir toprak parçası düşmandan temizlenecekti. Bu maksat için ordu karadan harekete geçtiği gibi, donanma da Akdeniz’e açılmıştı.
Türk donanması kaptan Davut Paşa’nın buyruğunda idi. Bayazıt çağının bütün namlı denizcileri de donanmayla birlikte idiler. Bunlar arasında Akdeniz’deki Türk düşmanlarına kan kusturan kaptanlardan Kemal Reis ile donanmanın bu seferinde en büyük namı kazanacak olan Burak da vardı. Türk donanması ters yeller yüzünden bir müddet aşağı sularda kaldı. İtalyanlar, tabiatın kendilerine olan bu lütfundan faydalandılar. Türkler’in zapta karar verdikleri İnebahtı’yı denizden iyice sağlamladılar. Tanınmış amiralleri Antonio Grimani, 160 gemi ile körfezin ağzını Türkler’e kapadı. İtalyanlar’ın, en usta denizcileri olarak gördükleri Loredano da iyi pusatlandırılmış 15 gemi ile gelerek amiralin yanında yer aldı.
Bu boğuşma çabuk bitmedi. Burak, gemisini İtalyanların elinden kurtarmak İçin leventleriyle birlikte çarpışıyordu. Fakat bunu yapamıyor, sayıca çok üstün olan düşmanın her geçen anla daha hâkim bir bir hale geçtiğini görüyordu. Ve sonunda bir an geldi ki reis kurtuluşa imkân olmadığını anladı. Gemi ve sancak düşmanın eline geçecek, belki kendisi de tutsak olacaktı. Kartallar gibi hür yaşamaya alışmış bir ruh böyle bir düşkünlüğü kabul edemezdi. Denizlerin denizler kadar hür çocuğu Burak da kabul etmedi. Ani bir kararla gemilere ateşe verdirdi. Alevler bir anda her tarafı sardı. Başta kendisi olmak üzere yüzlerce yiğit ateşler içinde can verdi. Fakat düşman da bu sonuçtan kurtulamadı. Loredano ve Armenio da gemileri ve askerleriyle birlikte yok oldular.
28 Temmuz 1499. Bu tarih, Burak Reis’in ölümü tutsaklığa ve şerefsizliğe üstün sayıp kendisini alevlerin kucağına atmaktan çekinmediği gündür. Verdiği bu müthiş kararla ölüme bu derece göz kırpmadan atılmakladır ki kahraman Burak, şerefini lekeden, sancağını ve gemisini düşmandan kurtarabilmiş ve namını ebedî kılmıştır.
Tarih: 2021-06-04 02:19:35 Kategori: Tarih
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Burak Reis Nedir
Burak, denizlerin denizler kadar hür ve baş eğmez bir çocuğudur. Sularda büyümüş, dalgalarla boğuşa boğuşa yetişmiş, yaman bir reis olmuştu. Hayat onu reislikten yukarı çıkartmadı fakat ona damarlarında taşıdığı kanın büyüklüğünü gösterecek bir imkân hazırladı ki Burak bu sayede ebediler arasında yer aldı.
On beşinci yüzyılın son yılında Türkler İtalyanlar’la yeniden tutuşmuşlardı. İkinci Bayazıt, Mora’da İtalyanlar’ın elinde bulunan kaleleri zaptederek bu toprak parçasını kesin surette Türk hâkimiyetine sokacak savaşlara başlamıştı. Bu surede hem Fatih’in başladığı iş tamamlanacak, hem de Türklüğe lazım bir toprak parçası düşmandan temizlenecekti. Bu maksat için ordu karadan harekete geçtiği gibi, donanma da Akdeniz’e açılmıştı.
Türk donanması kaptan Davut Paşa’nın buyruğunda idi. Bayazıt çağının bütün namlı denizcileri de donanmayla birlikte idiler. Bunlar arasında Akdeniz’deki Türk düşmanlarına kan kusturan kaptanlardan Kemal Reis ile donanmanın bu seferinde en büyük namı kazanacak olan Burak da vardı. Türk donanması ters yeller yüzünden bir müddet aşağı sularda kaldı. İtalyanlar, tabiatın kendilerine olan bu lütfundan faydalandılar. Türkler’in zapta karar verdikleri İnebahtı’yı denizden iyice sağlamladılar. Tanınmış amiralleri Antonio Grimani, 160 gemi ile körfezin ağzını Türkler’e kapadı. İtalyanlar’ın, en usta denizcileri olarak gördükleri Loredano da iyi pusatlandırılmış 15 gemi ile gelerek amiralin yanında yer aldı.
Bu boğuşma çabuk bitmedi. Burak, gemisini İtalyanların elinden kurtarmak İçin leventleriyle birlikte çarpışıyordu. Fakat bunu yapamıyor, sayıca çok üstün olan düşmanın her geçen anla daha hâkim bir bir hale geçtiğini görüyordu. Ve sonunda bir an geldi ki reis kurtuluşa imkân olmadığını anladı. Gemi ve sancak düşmanın eline geçecek, belki kendisi de tutsak olacaktı. Kartallar gibi hür yaşamaya alışmış bir ruh böyle bir düşkünlüğü kabul edemezdi. Denizlerin denizler kadar hür çocuğu Burak da kabul etmedi. Ani bir kararla gemilere ateşe verdirdi. Alevler bir anda her tarafı sardı. Başta kendisi olmak üzere yüzlerce yiğit ateşler içinde can verdi. Fakat düşman da bu sonuçtan kurtulamadı. Loredano ve Armenio da gemileri ve askerleriyle birlikte yok oldular.
28 Temmuz 1499. Bu tarih, Burak Reis’in ölümü tutsaklığa ve şerefsizliğe üstün sayıp kendisini alevlerin kucağına atmaktan çekinmediği gündür. Verdiği bu müthiş kararla ölüme bu derece göz kırpmadan atılmakladır ki kahraman Burak, şerefini lekeden, sancağını ve gemisini düşmandan kurtarabilmiş ve namını ebedî kılmıştır.
Tarih: 2021-06-04 02:19:35 Kategori: Tarih
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx